Kahkaha Atın, Ömrünüzü Uzatın

0
1827

Gülmenin ruh halimiz üzerindeki teskin edici ve rahatlatıcı etkisine hepimiz şahit olmuşuzdur. Beklenmedik olaylara, hayal kırıklıklarımıza, kederli hallerimize kocaman bir ‘boş ver’ çekip bir kahkaha savurduğumuzda aslında hayatı o kadar da ciddiye almadığımıza işaret düşer gibiyizdir. Göz yaşlarımızın yastığı sırılsıklam etmekten başka bir işe yaramadığı anlardan intikam alırcasına bir kez de gülüp geçivermeyi dener, biraz eğreti, biraz düzmece de olsa gülümsemeyi tercih ederiz ağlamaklı halimize.
Oysa karlı kış gününde buza basıp da düşenlere, ya da en kolay soruyu bilemeyenlerin suratlarının aldığı şekle gülüşümüz belki de en utanmazca ama en sahici gülüşümüzdür. En makbul gülme ise keyifli ve pür neşeli halimizden kaynaklanan gülme olsa gerek. İster yalandan olsun, ister hakiki, bilimsel araştırmalara kulak vermek gerekirse, gülmek insanın ruhsal durumu üzerinde olduğu kadar bedensel rahatsızlıklar üzerinde de iyileştirici etkiye sahip. Boşuna dememişler bir kahkaha bir pirzolaya …

 

LİLAY KORADAN
bilgi@gencgelisim.com

 

Gülmenin ruh halimiz üzerindeki teskin edici ve rahatlatıcı etkisine hepimiz şahit olmuşuzdur. Beklenmedik olaylara, hayal kırıklıklarımıza, kederli hallerimize kocaman bir ‘boş ver’ çekip bir kahkaha savurduğumuzda aslında hayatı o kadar da ciddiye almadığımıza işaret düşer gibiyizdir. Göz yaşlarımızın yastığı sırılsıklam etmekten başka bir işe yaramadığı anlardan intikam alırcasına bir kez de gülüp geçivermeyi dener, biraz eğreti, biraz düzmece de olsa gülümsemeyi tercih ederiz ağlamaklı halimize.
Oysa karlı kış gününde buza basıp da düşenlere, ya da en kolay soruyu bilemeyenlerin suratlarının aldığı şekle gülüşümüz belki de en utanmazca ama en sahici gülüşümüzdür. En makbul gülme ise keyifli ve pür neşeli halimizden kaynaklanan gülme olsa gerek. İster yalandan olsun, ister hakiki, bilimsel araştırmalara kulak vermek gerekirse, gülmek insanın ruhsal durumu üzerinde olduğu kadar bedensel rahatsızlıklar üzerinde de iyileştirici etkiye sahip. Boşuna dememişler bir kahkaha bir pirzolaya bedel diye… Siz siz olun, hastalanmamak, sağlıklı kalmak için yiyin için, bir de bol bol gülün.

Kahkaha Atarak Ölümden Dönen Yazar
Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi psikiyatri profesörü William Fry, yaptığı bir araştırma sonucunda anaokulundaki çocukların günde 300 kez güldüğünü, bu sayının yetişkinlerde 17’ ye indiğini ortaya çıkardı. Bunca fark hangi arada peyda oluşmuştu? Biz, çok bilen yetişkinler olarak ne yaptık da çocuklar bize böylesi ezici bir fark attılar? Gülmeyi unutacak kadar mı meşgulüz; yoksa hayatı hak ettiğinden fazla mı ciddiye alıyoruz?
Norman Cousins’e sorarsak, evet hayatı ciddiye almak zorundayız ve böyle bir hayatın yolu da gülmekten, çınlayan kahkahalar atmaktan geçiyor. Kim bu Norman Cousins ve kahkaha atarak yakalandığı amansız hastalıktan nasıl kurtuldu? Merak edenler için işte kahkahalar eşliğinde yaşama dönüş öyküsü: 
Yazar ve editör Norman Cousins (1915-1990) 1965 senesinde omurgada şiddetli iltihaplara yol açan ve vücudun diğer bölümlerini de etkileyen ankylosing spondylitis isimli hastalığa yakalanır. Durumu oldukça ciddidir ve hastalıktan kurtulma ihtimalinin 500’de 1 olduğunu belirten doktorlar, birkaç aylık ömrünün kaldığını söylerler. Ancak Norman ümitsizliğe düşmez ve doktorların neredeyse ümidi kestiği hayatını kendisi kurtarmayı kafasına koyar. Negatif düşünce ve yaklaşımların beden üzerinde olumsuz etkileri olduğunu bilen Cousins, bu fikirden yola çıkarak olumlu düşüncelerin aksi etkiye sahip olacaklarını düşünür. Hastaneden ayrılır ve bir otele yerleşir. Her gün bol bol C vitamini alır ve kendisine kahkahalar attıran video kasetler ile televizyon programları izlemeye koyulur. On dakikaya varan kahkahaların en azından iki saat boyunca rahat ve ağrısız bir uyku getirdiğini fark eder Norman. Hastalığı tamamıyla ortadan kalkıncaya kadar bu uygulamaya devam eder ve kahkahalardan şifa bulan bir kanser hastası olarak kendi imzasıyla 1976 yılında New England Journal of Medicine isimli tıp dergisinde gülerek ölümcül bir hastalıktan nasıl kurtulduğunu anlattığı bir makale yayınlar. Bundan 3 yıl sonra da bu makale, kendi yazdığı ‘Anatomy of an Illness’(Bir Hastalığın Anatomisi) isimli kitabının ilk bölümünü oluşturacaktır.

Gülen ve Güldüren İnsanlar Daha Yaratıcılar
Mizah ile yaratıcılık arasında herhangi bir ilişki olup olmadığını öğrenmek üzere yapılan bir araştırmada bir grup öğrenciye komik bir film, diğer gruba da dram içerikli bir film izletiliyor.  Film bittikten hemen sonra denekler yaratıcılık düzeylerini ölçen bir teste tabi tutuluyorlar. Kendilerine komedi filmi izlettirilen öğrenci grubunun yaratıcılık seviyesinin diğer gruba göre daha yüksek olduğu gözleniyor.
Yaratıcı insanlara baktığımızda çoğunun risk almaya ve değişime hevesli, denemekten yılmayan, alternatifler arayan, farklılıktan korkmayan yani özgüvenleri yüksek kişiler olduklarını görüyoruz. Kendisiyle barışık kişiler olaylara karşı daha esnek ve özgür bir bakış açısı getiriyorlar. Onlar için hata yapmak, korkup kaçılacak ve pişmanlık duyulacak bir şey değil. Bu kişiler yanlış yapmaktan  çekinmiyor, çoğu kez de hatalarına gülerek kendileriyle dalga geçmeyi başarıyorlar. Yani hayatı zaman zaman hafife almayı, küçük şeyleri  büyütmemeyi, en içinden çıkılmaz durumlar karşısında bile gülmeyi başaranlar daha yaratıcı oluyorlar. Sözün özü, üretmek istiyorsanız, önce hesapsızca gülmeyi öğrenmeniz gerekiyor.

Gülmenin Anatomisi
Felç hastaları üzerinde yapılan araştırmalar gülmenin anatomisi hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor. Beyinlerindeki motor cortex bölgesi zarar görmüş hastalar gülmeleri istendiğinde gülme eylemini gerçekleştiremiyorlar; ancak komik bir şey duyduklarında gülmekte hiç de zorlanmıyorlar. Bunun yanında beyinlerinin basal ganglia adı verilen bölgesi zarar görmüş hastalar kendilerinden istenildiği zaman fiziksel olarak gülme hareketini yapabiliyorlar; ancak gülünç olduğunu düşündükleri bir şeye gülerek yanıt veremiyorlar. Bu bulgular gülmenin beyindeki birbirinden bağımsız iki farklı merkez tarafından kontrol edildiğine işaret ediyor. Bunlardan biri gülmenin bilinçli ve fiziksel yönünü kapsarken, diğeri bilinçsiz ve duygulara bağlı yönünü temsil ediyor. Bu ikincisinde hakiki gülme gerçekleşiyor ve komik bir durum karşısında yüz kaslarınız, dudaklarınız ve gözlerinizin etrafındaki kaslar siz farkında olmasanız da harekete geçiyor.

Sahte Gülüş, Gerçek Gülüş
Gülmenin sahte ya da gerçek olduğunu anlamanın yolu gözlerin etrafındaki orbicularis oculi adı verilen kasların küçülüp küçülmediğini kontrol etmekten geçiyor. Gerçek bir gülüş sırasında göz çevresindeki kaslar büzüşerek gözlerinizin olduğundan daha küçük görülmesini sağlıyor ve bu da gözlerinize bir parıltı kazandırıyor. Bunun için bir bakıma gözlerimizle gülüyoruz. Ayrıca hakiki gülüş bulaşıcı bir etkiye sahip. İçten gülen bir kişi gördüğümüzde bizde de bu gülüşe karşılık verme ihtiyacı doğuyor ve biz de gayri ihtiyari gülmeye başlıyoruz.
Kendilerine sahte ve gerçek gülücükler saçan fotoğraflar gösterilen kişiler, sebebini tam olarak söyleyemeseler de samimi bir şekilde gülen kişinin fotoğrafını seçiyorlar. Gülen bir yüz insanda huzur ve rahatlık hissi yaratıyor. Ancak bu sahici bir gülüşse etkisi sürekli olurken sahte bir gülüş yarattığı olumlu etkiyi kısa sürede yitiriyor. Gerçek ve sahte gülüşü ayırt edebilmemiz ise bilinç altı bir seviyede gerçekleşiyor. Yani içten bir gülüş ile yapmacık bir gülüşü ayırt edebiliyoruz; ancak bunu nasıl fark ettiğinize dair bir açıklama getiremiyoruz. Sahte bir gülüş genellikle insanlar üzerinde  huzursuzluk yaratıyor; çünkü içten olmayan bir edayla zorlama bir gülüş, bir  şeyler sakladığınız, gerçek niyetinizi gizlediğiniz hissi uyandırıyor. 

 

Gülmenin Faydaları:  

= Gülmek gerginlik, stres, öfke, kaygı, heyecan ve sıkıntılarınızla başa çıkmak için birebirdir. Tıpkı ağlarken olduğu gibi gülerken de içinize attığınız duygularınız özgürce ifade bulur. Kahkahayla güldükten sonra ferahladığınızı, rahatladığınızı hissedersiniz. 
= Kendi kendinizi tiye almayı ve kendinize gülmeyi başarırsanız, bunu yapmak için başkalarına fırsat vermemiş olursunuz. Size yönelik itirazların da önünü tıkarsınız.
= Tıbbi araştırmaların ortaya çıkardığına göre gülmek bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalıklara karşı sizi daha dirençli kılıyor. 
= Gülmek, doğal mutluluk hapı olan endorfin isimli kimyasal maddenin salgılanmasını sağlayarak acı hissinin azalmasını mümkün kılar.
= Başarıya motive olmayı kolaylaştırır.
= Ağızda anti-bakterilerin oluşumunu hızlandırır.
= Pozitif bir ruh hali kazandıran kimyasal maddelerin daha fazla salgılanmasını sağlar.
= Komik bir söz, bir yazı veya bir olay, beynin iki yarısının da entegrasyonunu sağlar. Sol lob söylenen sözlerin anlamını çözmek üzere işlevselleşirken, sağ lob da duyulan şeyin komik mi değil mi olduğu hakkında yorumlama yapar. Böylece her iki lob da aynı anda çalışmış olur.
= Gülmek hayatınıza tat veren bir baharattır. Onsuz bir hayat düşünemezsiniz.
= Yaralarınızın daha çabuk kapanmasına yardımcı olur.
= Gülerek belirsizliklere tahammül edebilmeniz ve risk almanız kolaylaşır.
= Mizah yeteneği sizi daha iyi bir iletişimci kılar, daha verimli çalışmanızı sağlar. Özellikle grup çalışmalarında, gülen ve güldüren bir eleman vazgeçilmezdir.
= Sinirlerinizi gevşetir.
= Problem çözerken yeni yollar deneyebilme konusunda size cesaret verir ve yaratıcı fikirlerin yolunu açar.
= İnsanlar kendilerini güldüren kişileri severler. Böylece daha çok arkadaşınız olacaktır.
= Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar.
= Vücuda ‘aerobik’ yaptırır. Vücudun üst kısmındaki tüm kasların, sinirlerin ve organların egzersiz yapmasını sağlar.
= Hayatın kargaşasıyla başa çıkmaya çalışırken ihtiyaç duyduğumuz denge duygusunu size ancak gülmek kazandırır.
= Olaylara farklı ve olumlu bir perspektiflerden bakabilmeyi kolaylaştırır.
= Gülmek bir egzersiz gibidir ve bir görüşe göre yüz kaslarınızın yanı sıra diğer organlarınızın da çalışmasına yardımcı olur.
= Çevreye ve kendine güveni artırır.
= Çevreyle daha kolay iletişim kurulmasını sağlar.
= Gülmek kaçınılmaz olanı kabul etmenizi, beklenmedik olaylarla rahatlıkla yüzleşmenizi ve her türlü güçlüğün üstesinden gelmenizi mümkün kılar.
= Yüksek tansiyonu düşürür ve dengeler.
= Pozitif duyguları öne çıkarırken, öfke, gerginlik ve korku gibi duyguları azaltır.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız