Ömer Faruk Tekbilek

0
1034
Ömer Faruk Tekbilek, 1951 yılında Adana'da doğdu. Küçük yaşlarda Sufizm'le ilgilenmeye başladı, Türk müziği ritim ve makamlarını öğrendi. 1967'de 16 yaşındayken İstanbul'a geldi, burada Mevlevi dervişleriyle tanıştı. Onların dünyaya bakışlarından, müziği yorumlayışlarından ve ruhlarından çok etkilendi. Mevlevi Şeyhi Neyzen Aka Gündüz Kutbay hayatında çok önemli bir yer edindi. Sufi müziği, müziğinin temel taşı oldu. Daha sonra müziğe karşı alternatif bakış açılarıyla tanınmış müzisyenlerle çalıştı. Farklı tarzda soundlarla tanışarak zihninde sürekli olarak büyüttüğü ve adına "Sabır Ağacı"…

 

 Kalpleri Ney'iyle Birleştiren  Bilge Müzisyen: Ömer Faruk Tekbilek

 

Ruhun müziğini yapan, çalmayı ibadet sayan bir neyzen Ömer Faruk Tekbilek… Tasavvuf müziğinin müthiş hipnotik etkisiyle kalbi terapi eden bir müzisyen… Bağlama, kaval, davul, zurna, bendir, ud, darbuka, def, cura gibi pek çok enstrüman çalıyor. Ama hepsinden önce onunla en çok bütünleşen, ney…

Ömer Faruk Tekbilek, 1951 yılında Adana'da doğdu. Küçük yaşlarda Sufizm'le ilgilenmeye başladı, Türk müziği ritim ve makamlarını öğrendi. 1967'de 16 yaşındayken İstanbul'a geldi, burada Mevlevi dervişleriyle tanıştı. Onların dünyaya bakışlarından, müziği yorumlayışlarından ve ruhlarından çok etkilendi.
Mevlevi Şeyhi Neyzen Aka Gündüz Kutbay hayatında çok önemli bir yer edindi. Sufi müziği, müziğinin temel taşı oldu.
Daha sonra müziğe karşı alternatif bakış açılarıyla tanınmış müzisyenlerle çalıştı. Farklı tarzda soundlarla tanışarak zihninde sürekli olarak büyüttüğü ve adına "Sabır Ağacı" dediği müziğini zenginleştirmeye ve gelecekte dünya çapında saygın bir müzisyen ve virtüöz olarak tanınmasını sağlayacak olan soundunu yaratmaya başladı. 1971'de 20 yaşındayken Türk Klasik Folklor grubunun bir üyesi olarak ilk defa Amerika'ya adım attı ve "Sabır Ağacı" da bambaşka bir yönde gelişme yoluna girdi. Sultans adlı müzik grubuyla çalıştı. Ortadoğu kökenli müzisyenlerle beraber kurduğu orkestra ile çeşitli kulüplerde çaldı. 1988'de ünlü prodüktör Brian Keane ile tanıştıktan sonra dünya çapında tanınmasını sağlayan albümlere imza attı. Doğu ve batı ezgilerini tasavvuf müziğiyle sentezleyerek oluşturduğu özgün tarz, büyük beğeni topladı.
New York Metropolitan Museum of Art'ta sergilenecek olan "Muhteşem Süleyman" sergisi ve filmi için Keane ile çalışmaya başlayan Tekbilek, bu dönemin ardından yayınlayacağı birbirinden başarılı, kendisini dünya çapında tanınan ve adı saygı ile anılır bir müzisyen olmasını sağlayan on üç muhteşem albümü için önemli ve büyük bir adım atmış oldu.
Bağlama, ney, darbuka, zurna, bendir, def gibi enstrümanları virtüöz derecesinde kullanabilen, toplumların kardeşliğini ve sadeliğin en yüce hayat felsefesi olduğunu insanlara duyurmayı kendisine misyon edinen Tekbilek, bu hayat felsefesini müziğine de taşıyarak geniş kitlelere ulaştı. Albümlerinde Yunanistan, İsrail, Bulgaristan, İran ve İspanya gibi birçok farklı ülke ve medeniyetten müzisyenlerle çalıştı; Amerika dışında, Avustralya, Fransa, İspanya, İngiltere, İsrail ve Yunanistan başta olmak üzere birçok kıta ve ülkede verdiği konserlerle hayran kitlesini her gün genişletti. Bugüne kadar "Spy Game (R. Redford, B. Pitt)" gibi birçok filmde müziklerine yer verilmesi ile çok daha geniş bir müziksever kitlesi; Ömer Faruk Tekbilek'in müziğiyle tanışma şansını elde etti.
Kaynak:
www.omarfaruktekbilek.com
www.edebistan.com
tr.wikipedia.org/wiki/Ömer_Faruk_Tekbilek – 18k-
sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=omer+faruk+tekbilek –

 

Hakkında Ne Dediler?

4Ömer Faruk'un ney çalışı tıpkı sesi gibi; yumuşak, akıcı ve rengarenk… Sanatı derinlerden bir yerden geliyor ve etkisi her zaman dinleyiciye ulaşıyor. Yas ve hüzün dolu şarkıları ayinsel bir ağıtı andırıyor, doğuyu ve batıyı besleyen kadim ezgileri çağrıştırıyor.
(Sydney Morning Herald 2003)
4Tekbilek'in unutulmaz ezgileri; marimbanın, gongların ve davulların bütünleşen sesleriyle doğaüstü bir güç oluşturuyor.
(The Age 2006)
4Ömer ve grubunun müziği; melodik sembolizmi, stillerin kaynaşması ve enstrümanların uyumuyla gelenekleri birleştiriyor ve ekip sahne den ayrıldıktan sonra bile etkisi devam eden bir dinginlik yaratıyor.
(LA Yoga Ayurveda and Health 2006)

 

Ömer Faruk Tekbilek "Hayat-İnsan-Yaradan" Hakkında Ne Diyor?

n Ömer Faruk Tekbilek olarak hayatın sırrını şu cümlelerle çözdüm, hamdolsun: "Sen seni bil seni! Akıl orada! Kendine bak, nefesini seyret! Keramet onda!"
n Hayatın gerçek manasının, kendimizi, gerçek benliğimizi tanımak olduğuna inanıyorum. Ve bunu gerçekleştiren en kestirme, en direkt yol ise sanattır.
n Ben hâlâ çalışmaya devam ediyorum. Benim için müzik sonsuzdur. Sufizm ve müzik birbirine sarılmış ve iç içedir. Çalmak, dua etmek gibidir…
n İnanıyorum ki bütün kültürlerin özü, insanın kendisiyle, evren ile ve de Yaradan'ı ile olan ilişkilerinden meydana gelmiş bir deneyim hazinesidir. Kendi kültürümüzü en iyi bildiğimiz şey olarak koruyup öğrenmek kadar, insanlığın bugünlere getirdiği bütün kültür şekillerini de takdir edip onlara gereken değeri vermeliyiz. Çünkü netice olarak Allah'ın dini birdir ve o da sevgidir.
n Eğer sanat, müzik gibi en yüksek şekilde yaşanıyorsa, o zaman, hayatımızın nasıl dopdolu olduğunun ve boşluk diye bir şeyin olmadığının bilincini yaşarız içimizde.
n Ben insanlığın gerçek barışının, birbirini takdir ederek yaşamasının ancak müzik ile gerçekleşeceğine inanıyorum. Çünkü insan, ancak müzik dinlerken insanlığını, ruhunun aldığı hazzı ve doyumluluğu yaşıyor. Milliyetçilik insanlar arasında bir çeşit duvar çekmekte. Milliyetçilikten ziyade, Allah'ın "Allah'a inananların hepsi kardeştir" ayetinde öğüt verdiği gibi, hümanist olmak gerekir.
n Yaradan ile irtibat kuran herkes, gönlünde duyduğu fısıltıyla doğruyu bulur ve yaratılanları da yaradan dan ötürü sever. Allah'ın ermiş kulları demediler mi; yetmiş iki millete bir gözle bakmayan bizden değildir, diye.
n Dünya kültürünü, Ademoğullarının nesiller boyunca edindiği deneyim birikintisinin, bir insanlık tarihi hazinesi olarak bize gelişi şeklinde görüyor ve her milletin bundaki payının sadece gök kuşağındaki renkler misali, kısmî olduğuna inanıyorum.
n Hiçbirimiz birbirimizden farklı değiliz. Bütün kültürler birbiriyle benzerdir. Müzik bizim ortak lisanımız, ortak muhabbetimizdir. Müzik ve dans sayesinde de hepimiz kardeşçe bir araya gelebiliriz. Bu hiç zor değil.
n Yaradana hayranlık duygusuyla dolu ve O'nun ismini şükürle anan bir kalbin sahibi oluşumun, bana çok küçük yaşta verilen en kutlu hediye olduğunun, hep farkında olarak bu günlere geldim.

 

Ömer Faruk Tekbilek'in Albümleri

Tree Of Patience, (2005)
Alif, (2001)
Dance into Eternity – selected pieces, 1987-1998 (2000)
One Truth, (1999) (I Love You)
Crescent Moon, (1998)
Mystical Garden, (1996)
Whirling, (1994)
Beyond The Sky, (1992)
Fire Dance, (1990)
Suleyman The Magnificent, (1988)

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız